İstanbul ve çevresinde yaşayanlar için Eskişehir rotasyonu, haftasonu şehir keşfi planlayanlar için harika bir tercih. Sokakları şehir kaosundan uzak ve düzenli, eğri büğrü çarpık kentleşmenin olmadığı bir şehirde haftasonu geçirmek çok iyi geliyor. Eskişehir’e öğrenci şehri dendiğini hep duyardık; ama gidip görünce öğrencilerin Eskişehirlilerle çok iyi kaynaştığını, oradaki herkesin Eskişehirli olmaya evrildiğini gördük. Bu keyifli deneyimi ve Eskişehir’de Gezilecek Yerler listemizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
İstanbul Anadolu Yakası’ndan saat 06:00’da çıktığımızda 10:30 civarı Eskişehir’e vardık. İlk gün gezilecek yerleri rahatça tamamlayabileceğiniz bir varış saati.
Cumartesi sabah İstanbul’dan yola çıkıp haftasonu Eskişehir’i keşfetmek istiyorsanız mutlaka “Eskişehir’de Gezilecek Yerler” listemize göz atın.
GİTMEDEN ŞEHİR GELİŞİM SÜRECİNİ ARAŞTIRIN
Eskişehir’in bugünkü halini almasında ve gidip görenlerin Türkiye’de Avrupa şehri gibiymiş hakikaten demelerine sebep olmasına büyük katkısı olan Yılmaz Büyükerşen’in yaptıklarını okumak, büyük ölçüde Eskişehir’in gelişim sürecine tanıklık etmek oluyor esasında. Şehre, park, kültür – sanat ve bilim – kültür bilincini kazandıran çalışmalar ve Eskişehir’i gidip görülesi yapan önemli gelişmeler Yılmaz Büyükerşen’in hayatının neredeyse tamamını kapsıyor.
GEZMEYE TARİHİ ODUNPAZARI EVLERİ’NDEN BAŞLAYIN
Eskişehir gezinize Tarihi Odunpazarı Evleri’nden başlamanızı önermemizin sebebi, birçok sergi alanı ve müzenin bu bölgede yer alıyor olması. Evliya Çelebi ve birçok gezginin mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde bulunan Odunpazarı Evleri’nin bulunduğu sokaklar tarihi bir izdüşüm yaşamanızı sağlıyor. Bu bölgeye gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken yerler:
- Kurtuluş Müzesi: Eski bir Odunpazarı Evi’nde yaratılan bu müze, aynı zamanda İsmet İnönü’nün karargah olarak kullandığı bir ev. İçerideki odasında bir temsili balmumu heykeli de mevcut. İçeride Eskişehir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki kimliğine dair birçok belge ve fotoğraf yer alıyor. Özel bir odada Eskişehir Belediye’sinin Yunan Arşivi dahil birçok değişik kaynaktan elde ettiği fotoğraf ve videolardan oluşan bir kurtuluş filmi izleme şansınız var. Daha önce hiç görmediğiniz görsellere tanık olacağınızın garantisini veriyoruz. Bir başka odada ise Kurtuluş Savaşı esnasında yayınlanmış mizah dergileri ve gazetelerin arşivleri mevcut. Konağın alt katında ise, özel kurulmuş sistem ile ekranda kendinizi görerek, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile yanyana fotoğraf çekilip mail adresinize gönderebiliyorsunuz. Eskişehir Kurtuluş Müzesi, logosundaki gibi milli mücadelenin kadın ve erkek kahramanlarının muhteşem zaferine gururla tanıklık edebileceğiniz bir müze.
- Atlıhan El Sanatları Çarşısı: Bu eski tip çarşıyı ziyaret edip, kendinize ve sevdiklerinize hediye alabilirsiniz. Eskişehir’de lüle taşı çok meşhur. Lüle taşı’ndan yapılmış, takılar, tespihler, pipo ve diğer aksesuarlara mutlaka göz atın.
- Kurşunlu Camii ve Külliyesi: Kubbesinin kurşunlu kaplı olmasından dolayı bu isimle anılan Kurşunlu Külliyesi, 1525 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilmiş. Külliye’nin bahçesi asırlık çınarların gölgesinde ve çok huzur verici. Bir diğer güzellik ise, külliyenin etrafında çeşitli sergilerin yer alıyor olması. Sıcak Cam Atölyesi, Ahşap Eserler Müzesi, Fotoğraf Müzesi, Lületaşı Müzesi bunlardan birkaçı. Külliye birleştirici ve bilgilendirici özelliğini günümüzde de sürdürüyor anlayacağınız. Burayı ziyaret ettiğinizde, Sıcak Cam Atölyesi’ne gidip, tribünlere oturarak cam eserlerin yapılışını izlemenizi kesinlikle öneriyoruz. Ayrıca Ahşap Eserler Müzesi’nde sergilenen eserlere verilmiş emeği görmek inanılmaz saygı uyandırıyor.
- Tayfun Talipoğlu Daktilo Müzesi: Türkiye’nin ilk daktilo müzesi olarak hizmete sunulan bu ev, eski bir Odunpazarı evi. Müzedeki daktiloların %90’ı Tayfun Talipoğlu’nun olduğu için müzeye adı verilmiş. Konağın odalarında daktilo teknolojisinin kronolojik gelişimine göre birçok model yer alıyor. Bir odada ise Bülent Ecevit’in balmumu heykeli ile çalışma odasında daktilo önünde çalışırkenki hali temsil edilmiş. Duvarlardaki eski fotoğraflar harika. Ayrıca daktilo ile yazılmış bazı kişisel mektuplar da evin bazı köşelerinde sergileniyor.
YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU HEYKEL MÜZESİ
Türkiye’nin ilk balmumu heykel müzesinde Yılmaz Büyükerşen imzası olduğunu biliyor muydunuz?! Müzedeki tüm heykeller ona ait ve müzeyi kamu bütçesiyle değil, tamamen kendi cebinden yapmış. Müzeden elde edilen gelir Engelliler Vakfı’na bağışlanıyor. İçeride Kurtuluş Savaşı Kahramanları, Modern Türkiye Simaları, Siyasi Liderler, Sanatçılar, Köşe Yazarları, Ünlü İş adamlarına varana kadar yaşayan ve vefat etmiş olan birçok ismin heykeli mevcut. Müzenin bazı bölümlerinden fotoğraflar ücretli. Bağış amaçlı. Diğer kısımlarda fotoğraf çekmek serbest. İçerideki isimleri bilerek yazmıyoruz, gidince size de sürpriz olsun. İlerledikçe aa bu da varmış demek daha keyifli oluyor 🙂
SAZOVA PARKI (Bilim, Sanat ve Kültür Parkı)
Öncelikle şunu söylemeliyiz, Eskişehir’de yaşayanlar bilim, sanat ve kültürün doğa ile içiçe hazırlandığı böyle bir parka sahip oldukları için çok şanslı. Alabildiğine yeşil, ortasında kocaman bir gölet, şehir merkezinden saatlerce yol gitmeden doğaya kendinizi bırakabileceğiniz muhteşem bir park. Eskişehirspor Stadyumu’nun yanıbaşında olan bu alana araç girişi olmaması da bir ayrı güzel. İçeride yemek ve içecek keyfi yapabileceğiniz 3 tane mekan var. Biz kahvaltımızı Kocatepe Kahve Evi’nde yapmayı tercih ettik. Çok üst düzey bir şey beklemeyin; ama manzarası güzeldi. Çibörekçi’de yemek yiyebilir, kahvecide dinlenebilirsiniz. Gölet etrafındaki banklarda dinlenebilir, mis gibi havanın keyfini çıkarabilirsiniz. Bunun yanısıra Sazova Parkı içinde gidebileceğiniz özel alanlar da mevcut:
- Hayvanat Bahçesi
- Japon Bahçesi
- Eti Sualtı Dünyası
- Masal Şatosu
- Sabancı Uzay Evi
- Esminyatürk
- Türk Dünyası Bilim ve Kültür Merkezi
- Bilim ve Deney Merkezi
- Korsan Gemisi
Ayrıca parkın içerisinde ücretsiz hizmet veren ve yaklaşık 15 dakika süren Gezi Treni’ne de binebilirsiniz.
PORSUK ÇAYI’NDA GONDOL TURU
Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu olan Porsuk Çayı’nda isterseniz kendinize özel bir gondol ile isterseniz bot ile tura katılabilirsiniz. Gondol turunun ücreti 30 TL. Biraz kısa ama denemeye değer gitmişken 🙂 Gondol turları Köprübaşı olarak da bilinen ve Eski Tepebaşı Belediyesi binasına doğru olan yerden yapılıyor.Bot turları ise Porsuk ile Doktorlar Caddesi birleşimi olan noktadan yapılıyor.
ADALAR BÖLGESİ
Birbirine yakın bir sürü cafe’nin ve eğlence mekanlarının olduğu Adalar Bölgesi’nde gündüz de gece de bulunabilirsiniz. Gece barlar sokağında dilediğiniz tarzda eğlenebileceğiniz harika mekanlar var. Yok ben bar, meyhane istemiyorum diyorsanız Porsuk çayı’nın diğer tarafına geçip okey oynana cafelere, kitap cafelere, çikolatacılara uğrayabilirsiniz. Hiçbirini istemiyorsanız, çayın etrafındaki yeşil alana uzanıp keyif de yapabilirsiniz 🙂 Adalar Bölgesi şehirde eğlencenin kalbi diyebiliriz.
ETİ ARKEOLOJİ MÜZESİ
Roma dönemi ve eski tunç çağına dair arkeolojik buluntuların sergilediği müzede eski çağlarda gündelik yaşamda kullanılan birçok eşyayı inceleyebilirsiniz. Özellikle takılar şahaneydi.
TÜLOMSAŞ – DEVRİM ARABALARI – KENT PARK – ŞELALE PARK – OPERA
Bizim gittiğimiz gün Devrim Arabaları bakımda olduğu için gezemedik hava muhalefeti nedeniyle Kent Park, Şelale Park ve Opera’ya gidemedik. Eskişehir’e yeniden gitmek için sebeplerimiz oldu böylece. Siz de gittiğinizde mutlaka listenize ekleyin.
MUTLAKA YAP:
Hava müsaitse bisiklete bin.
Şehir’de gezerken heykelleri incele.
Porsuk Çayı üzerindeki köprülerde fotoğraf çekil.
MUTLAKA YE
- FAHRETTİN USTA’DA ÜTÜLÜ BALABAN KÖFTE : Ütü ile pişirilen yoğurtlu pideli köfte/et inanılmaz lezzetli.
https://www.zomato.com/tr/eskisehir/fahrettin-usta-%C3%BCt%C3%BCl%C3%BC-balaban-kebap-eskisehir-merkez
- KIRIM TATAR KÜLTÜR ÇİBÖREK EVİ: Eskişehir’e gitmişken Çibörek yemeden de olmaz tabiki. Bu bölgede önerebileceğimiz Kırım Tatar Kültür Çibörek Evi’nin kırmızı biber turşusu ikramı da denemeye değer. Dileyenler çıkışta satın da alabiliyor. Çiğbörek siparişinizde 1 porsiyonda 5 adet geliyor. Öyle ince ve lezzetli ki, hiç gözünüzde büyütmeyin, kolayca bitirebilirsiniz. 1 porsiyonu 10 TL.
- KARA KEDİ’DE BOZA: Porsuk çayı turu’na gitmeden çarşının içindeki bu tarihi bozacıya gidip tadına bakmanızı öneriyoruz. Yan tarafta leblebici de var 🙂
- BALKAN HELVACISI’NDA MET HELVA: Pişmaniye’ye benzer hafif bir helva. Tane tane de alabilirsiniz, paketlenmiş olarak da satılıyor.
- VOLKAN PASTA FIRINI’NDA ÇİFTE KAVRULMUŞ UN KURABİYESİ & LEBLEBİ UNLU KURABİYE: Eski dekorasyonunu hiç bozmamış bu küçük fırındaki kurabiyler hem minik minik hem de çok lezzetli. Her daim de taze. Gidin önce bir tadın. Mutlaka almak isteyeceksiniz.
- CİĞERCİ AHMET’TE CİĞER ŞİŞ VE HARRAN SOSLU TAVUK: Masaya 1’er porsiyon tavuk ve ciğer söylüyorsunuz ardından tabak tabak değişik ikram ve buz gibi açık ayran geliyor. İkram olarak lahmacun, içli köfte, çiğköfte, salata, yeşillik, ızgara sebze, kavrulmuş tatlı soğan geldi fazla fazla. tavuk ve ciğerin lezzeti muhteşemdi. Buraya çok acıkıp gitmenizi öneriyoruz 🙂